Kitap Önerileri | Okumayı ve Araştırmayı Sevenlere Bir Rehber: Bu Kitapları Herkes Mutlaka Okumalı
Dünyadaki yazılan ilk kitap olarak kabul edilen Diamond Sutra MS 868’e tarihleniyor. Bu da aslında kitap okumanın çok eski zamanlardan bu yana insan hayatında önemli bir yer kapladığının göstergesi. Peki, dünya neler okuyor? En popüler kitaplar hangileri? Herkesin mutlaka okuması gereken kitapların listesini sizin için hazırladık.
Zevkler ve renkler tartışılmaz; kitap açısından beğeniler ve tercihler de… Ama tüm dünya için klasikleşmiş öyle kitaplar var ki herkesin mutlaka okuması gereken kitaplar listesinde yer alıyor. Kitap önerileri listelerinde bu kitaplara rastlamanız tesadüf değil. İşte yerli ve yabancı yazarlardan sizin için derlediğimiz en güzel 20 kitap!
1- Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Ahmet Hamdi TANPINAR)
Listemize Türk Edebiyatı’nın en usta kalemlerinden biriyle başlıyoruz: Saatleri Ayarlama Enstitüsü duygu çıkmazları, sinir harpleri, toplumsal çelişkiler, modern çağ absürtlükleri demek… Bu kitap pişmanlıklar, tedirginlikler demek… Doğunun buhranlı gerçekleriyle batının pratik zenginliği bu kitapta usta bir dille bir araya geliyor. Türk Edebiyatı’nın mutlaka okunması gereken kitapları arasında yer alan Saatleri Ayarlama Enstitüsü psikolojik kitap önerileri arasında yer alacak türden önemli bir yapıt. Kitap için bir kara mizah ustalığı da diyebiliriz… Karakter analizleri, iyi tespitler ve içimize doğru giden bir yolculuk…
Romanın başkahramanı Hayri İrdal, karısının deyimiyle “içine sinik, sünepe, elini attığı hiçbir işi beceremeyen”, kendine bir kimlik bulamamış, aslında ne kendini, ne ailesini ne de içinde bulunduğu düzeni çözememiş ve bize bu sayede tüm bunlar hakkında çözümleme şansı sunan bir karakter. Hayri İrdal’ın saatlere özel bir ilgisi var ve kitapta doğuyu temsil eden Nuri Efendi’nin yanında saat tamiri yapmaya başlıyor. Burada fikir zenginliği vurgusu yapılırken başkahraman Hayri İrdal’ın yolu batıyı temsil eden Halit Ayarcı ile yolları kesişiyor ve içsel keşifleri de değişiyor. Hayri İrdal’ın iki dünya arasında kendini bulma çabasını anlatan kitap kütüphanenizde mutlaka bulunmalı.
Ahmet Hamdi Tanpınar Kimdir? 23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğdu. 1923 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. Liselerde ve yüksek okullarda çeşitli dersler okuttu. 1939 yılında İstanbul Üniversitesi'nde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı. 1942-1946 yılları arasında Maraş Milletvekili olarak görev yaptı. Bir süre Milli Eğitim müfettişliği yaptı. Sonra 1949 yılında Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki görevine döndü. Gençlik yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in öğrencisi ve arkadaşı olan Tanpınar, Batı edebiyatından Paul Valéry ile Marcel Proust'u ise kendine üstat olarak seçti.
2-Hayvan Çiftliği (George Orwell)
Dünyada en çok okunan kitaplar arasında alan Hayvan Çiftliği, George Orwell’in sistemi ve insanı büyüklere masallar tarzıyla anlatarak eleştirdiği bir yapıt. Dünyanın en popüler kitapları arasında yer alan Hayvan Çiftliği ilk kez 1945 yılında yayınlandı. Bu bakımdan zamansız bir eser olarak da kabul edebileceğimiz bu kitap asıl adı Eric Arthur Blair olan İngiliz yazar George Orwell’ın siyasi hiciv tarzındaki kısa öyküsü… Alegorik açıdan zengin bir eser ve Sovyetler Birliği, Nazi Almanyası gibi totaliter rejimleri mizahi bir dille eleştiren Hayvan Çiftliği’nde geçen karakterlerin büyük bir kısmı domuz, kuzgun, köpek gibi hayvanlar olarak karşımıza çıkıyor.
George Orwell kimdir? İngiliz bir memurun çocuğu olan George Orwell 25 Haziran 1903 tarihinde Hindistan’da doğdu. İlk edebi eserini 11 yaşlarında yerel bir gazetede yayımladı. Eğitimini Eton’da tamamlayıp 1922 yılında Hindistan İmparatorluk Polis Teşkilatı’na katıldı. 15 yıl görev yaptıktan sonra görevinden istifa edip yazar olmak için İngiltere’ye döndü. Orwell, en çok bilinen iki distopik romanıyla tanınıyor: 1984 ve Hayvan Çiftliği...
3-Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez)
Sürükleyici kitap önerileri arayanların uzak durması gereken bir yazar Marquez. Ancak yine de Yüzyıllık Yalnızlık’ın herkesin yüzyılımızda okuması gereken önemli bir eser olduğunun da altını çizelim. Marquez kitabı için şöyle demişti: “Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım, ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.”
Hikaye, ailelerin karşı çıkmalarına rağmen Ursula ve Jose Arcadio’nun akraba evliliği yapmasıyla başlıyor. Bundan önceki akraba evliliklerinin bir tanesinden doğan domuz kuyruklu çocuk ailelerin korkmasının asıl sebebi. Bir gün bir horoz dövüşü sırasında kavga ettiği bir adamı öldüren ve kasabada evliliği hakkındaki dedikodulardan sıkılan Jose, kasabadan uzak bir yerde kendi ailesini kurmak istiyor ve kendi gibi düşünen hanelerle birlikte izole bir hayat kuruyor. Karısı Ursula gelecek sezgileri yüksek bir çingene olduğundan ailesinin lanetini sezmeye başlıyor… Kehanetlerin gerçeğe dönüştüğü, tuhaflıklarla ve yalnızlıkla dolu bir hayatı anlatan Yüzyıllık Yalnızlık şans verilmesi gereken zengin bir roman.
Gabriel Garcia Marquez kimdir? Gabriel Jose de la Conciliacion Garcia Marquez 1927 yılında Aracataca, Kolombiya’da dünyaya geldi. Tüm Latin Amerika coğrafyasında “Gabo” takma adıyla bilinen yazar, roman, hikaye, oyun ve senaryo yazarlığı yaptı. Kolombiya Ulusal Üniversitesi'nde başladığı hukuk ve gazetecilik öğrenimini yazarlık kariyerine odaklanmak için yarım bıraktı. 1940 yılından itibaren uzun yıllar gazetecilik yaptı.
Marquez 1972 yılında Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülünü ve 1982 Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. Edebiyat dünyasında “Büyülü Gerçeklik” akımının öncü yazarları arasında yer alıyor.
4-Simyacı (Paulo Coelho)
Türkiye’de çok popüler olan Simyacı, ölmeden okunması gereken kitaplar arasında yer alıyor. Mevlâna'nın ünlü Mesnevi’sinde yer alan küçük bir öyküden yola çıkarak kaleme alınan bir dünya klasiği. İspanya’dan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun yaşam öyküsü olan Simyacı, bir yaşam ve ahlak kılavuzu olarak da dikkat çekiyor.
Paul Coelhe kimdir? 1947 Yılının 24 Ağustos’unda Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde doğan yazar, üçüncü kitabı olan Simyacı Coelho’nun önemli çağdaş yazarlardan biri olmasını sağladı ve 1988 yılında yayımlandı. Gabriel Garcia Marquez’den sonra en çok okunan Latin Amerikalı yazarın Simyacı kitabı 42 ülkede yayınlanarak 26 dile çevrildi. Ülkesinde yoksul çocuklara ve yaşlılara yardım etmek adına Paulo Coelho Enstitüsü’nü kuran, 2002 Yılında Brezilya Edebiyat Akedemisi’ne kabul edilen yazar, haftalık köşe yazıları da yazıyor.
5-Fareler ve İnsanlar (John Steinbeck)
Psikolojik kitap sevenler için önerilebilecek kitaplar arasında yer alan Fareler ve İnsanlar, ismini İskoç Şair Robert Burn’un aynı isimdeki şiirinden alıyor. Nobel ödüllü yazar John Steinbeck’in ilk kez 1937 yılında yayınlanan bu eseri, çiftlikten çiftliğe dolaşarak çalışan iki yakın arkadaşın başından geçen maceraları ve onların hayallerine sıkı sıkıya olan bağlılığını anlatıyor. Roman, kendisi de bir dönem gezici çiftlik işçiliği yapmış olan John Steinbeck’in hayatından izler taşıyor. Kitaptaki olay örgüsü ana karakterler George Milton ile Lennie Small etrafında şekilleniyor. Hayallerini gerçekleştirmek için para biriktirmeye çalışan iki arkadaşı gerçek dostluk hikayesini okumak oldukça keyifli. Kitaba dair ilginç bir bilgi olarak şu notu da aktaralım: Fareler ve İnsanlar kitabının ilk taslağı, yazarın köpeği Toby tarafından yenmiş ve yazar kitabını yeniden yazmak zorunda kalmış.
John Steinbeck Kimdir? Nobel Ödüllü Amerikan yazar John Steinbeck, 27 Şubat 1902’de California’nın Salinas şehrinde dünyaya geldi. Yazarın babası John Ernst Steinbeck kitap dükkanı sahibiydi. Steinbeck, edebiyata olan sevgisini sanat aşığı annesi Olive Hamilton’dan aldı. Steinbeck’in en sevdiği ve yazın alanında ilham aldığı kitap Thomas Malory’nin “Kral Arthur’un Ölümü (Le Morte d’Arthur)” adlı eseri oldu. Steinbeck, lise yıllarında yazar olmaya karar verdi. Yazarın ilk roman girişimi başarılı olamadı. Yazar, edebi alandaki en büyük başarısını Amerika’nın sosyo-ekonomik durumunu derinden sarsan Büyük Buhran’la ilgili realist romanlar yazarak elde etti. John Steinbeck kitapları arasında en çok bilinen ve edebi alanda en iyi eserleri ise şunlar: Fareler ve İnsanlar, İnci, Gazap Üzümleri ve Cennetin Doğusu.
6-İçimizdeki Şeytan (Sabahattin Ali)
Sabahattin Ali… Türk Edebiyatı’nın en değerli kalemlerinden biri; şair ve romancı! Her ne kadar Sabahattin Ali denildiğinde akla Kürk Mantolu Madonna gelse de İçimizdeki Şeytan da yazarın başyapıt değeri taşıyan kitaplarından biri. Karanlık siyasetin bireyler üzerindeki baskısının, zamanın sözde aydınlarının yozlaşmış ve çelişkili yönlerinin incelikle ortaya koyduğu bir roman, insanın sorumluluktan kaçma çabasını, iradesizliğini ve aczini gözler önüne sererken, iç dünyasındaki sorgulamalara da çarpıcı yanıtlar veriyor. Kendiyle yüzleşmek ve kendi şeytanını fark etmek isteyenler için en iyi kitap önerisi İçimizdeki Şeytan olabilir ancak.
Ömer ile Macide’nin 1940’ların İstanbul’unda yaşadığı aşk ile sınırlandıramayacak olan kitapta dönemin toplumsal ve siyasi yapısından kaynaklı oluşan insan karakterlerinin hemen hepsi Ömer’in arkadaşları veya Macide’nin akrabalarının arasında şekilleniyor.
Sabahattin Ali kimdir? Sabahattin Ali 25 Şubat 1907'de Eğridere'de doğdu. 2 Nisan 1948, Kırklareli'de vefat etti. Türk yazar ve şairdir. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları okunmaya ve etkisini sürdürmeye devam ediyor.
7-Sineklerin Tanrısı (William Golding)
Basım aşamasında yayınevlerinin itirazları yüzünden pek çok sıkıntıyla karşılaşan fakat basımından sonra Nobel Edebiyat Ödülü kazanan Sineklerin Tanrısı dünyada en iyi kitaplar arasında yer alıyor. “Sineklerin Tanrısı”, günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen bir avuç öğrencinin, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklaşarak, insan yaradılışının temelindeki korkunç bir gerçeği ortaya koymalarını dile getiriyor. Hikaye bir adada başlıyor ve bitiyor. Başlarında hiç yetişkin olmayan, okul çağındaki 12 çocuk, nükleer saldırı nedeniyle güvenli bir bölgeye götürülmek üzere bir uçak yolculuğunda yaşanan kaza sonucu bir adaya düşüyor. Makinist de dahil yetişkinler kazada ölüyor. Ve işte asıl hikaye de burada başlıyor.
William Golding Kimdir? Sineklerin Tanrısı adlı kitabıyla ünlü William Golding, 1911 yılında İngiltere’de doğdu. 2. Dünya Savaşı sırasında Kraliyet Deniz Kuvvetleri’nde görev aldı. 1961 yılına kadar öğretmenlik yaptı. Bu tarihten sonra kendini tamamen yazıya adadı. 1954’te yayımlanan ilk romanı Sineklerin Tanrısı yönetmen Peter Brook tarafından 1963 yılında beyazperdeye aktarıldı. Golding, 1983 yılında Nobel Ödülü’ne layık görüldü ve 1988’de “Sir” unvanı aldı. 1993 yılında hayata gözlerini yumduğunda ardında çeşitli alanlardaki eserlerinin yanı sıra on iki roman bıraktı.
8-Dönüşüm (Franz Kafka)
Herkese iyi geceler diyerek yattınız ve sabah bir böcek olarak uyandınız; işte Gregor Samsa’nın trajik hikayesi… Franz Kafka’nın en çok okunan kitaplarından biri Dönüşüm ve dünyaca okunan kitaplar arasında da ilk sıralarda yer alıyor. Kitap toplam 6 karakterden oluşuyor ve Gregor Samsa isimli genç bir adamın bir sabah böcek olarak uyanmasıyla başlıyor ve kısa süre sonra ölmesiyle de son buluyor. Uyanış ve ölüm arasında geçen sürede yazarın Gregor Samsa üzerinden yaptığı çözümlemeler ise Dönüşüm’ün yazılışından bu yana neredeyse bir asır geçmesine rağmen hala değerini koruyor. Zamansız kitaplar listesine koyabileceğiniz Dönüşüm, Kafka’nın kişi ve toplum kavramlarında kafasında soru işaretleri olanlara, toplumun kişiye veya kişinin kendisine verdiği değer unsurları ters gelenlere, anlamsızca para kazananlara ve yaşam çarkının dişlileri arasında ezildiğini hissedeblere bir göndermesi…
Hikayeye gelirsek; Gregor Samsa ailesine maddi olarak bakmakla yükümlü, çalışma şartları zor olan ve patronu insani değerleri olmayan bir iş yerinde çalışan bir gençtir. Yine çok yorgun olduğu bir gece uykuya dalar ve sabah bir böcek olarak uyanır. Gerisini okumak çok daha keyifli olacak.
Franz Kafka Kimdir? Yahudi asıllı Praglı yazar 3 Temmuz 1883 yılında doğdu. Liseden 1901 yılında mezun oldu ve ardından Prag’taki Karl-Ferdinand Üniversitesine girdi. Kafka, Hukuk tahsilli yazarlardan biriydi. Eserlerinde suç, özgürlük, yabancılaşma gibi dönemin edebiyatında sıklıkla işlenen temalara ve konulara değindi. Despot bir babası vardı ve Kafka’nın babasıyla ilişkisinin etkileri eserlerine yansımaktaydı. Kafka, 3 Haziran 1924’te 40 yaşında öldüğünde ardında birkaç eser bıraktı. Bu eserlerden en çok bilinenleri Dava, Dönüşüm, Şato ve Milena’ya Mektuplar’dır.
9-Puslu Kıtalar Atlası (İhsan Oktay Anar)
Felsefi kitap önerileri isteyenler dikkat: Puslu Kıtalar Atlası tam da size göre! 1995’ten bu yana en çok satan kitaplar listesinde yer alan Puslu Kıtalar Atlası hayatını denizcilikle kazanan Arap İhsan Efendi’nin esir aldığı kölesi Alibaz ile birlikte İstanbul’a yeğeninin yanına gitmesiyle başlıyor. Yeğeni Uzun İhsan Efendi ömrünü, cesaretsizliği nedeniyle dünyayı gezemese de, şurup içip istiareye yatarak ve düşlerinde dünyayı gezerek bir dünya atlası çıkarmakla geçiriyor. Arap İhsan Efendi, kendisini kurşundan koruyan bir kitabın çevirisini yaptırmak için, kapanmamış bir hesabı olan Kubelik adlı zatı aramaya koyuluyor.
İhsan Oktay Anar Kimdir? 1960 yılında Yozgat’ta dünyaya gelen İhsan Oktay Anar, yazarlığın yanında illüstratörlük, edebiyat çevirmenliği yapıyor ve üniversite öğretim görevlisi. Ege Üniversitesi’nde felsefe öğrenimi gören yazar, 1984 yılında mezun oldu ve 1989’da yüksek lisansını tamamladı. Ardından yine aynı alanda doktora yaptı. İhsan Oktay Anar, öğrenim gördüğü Ege Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’nde Antik Çağ ve Yunan Felsefesi derslerine de giriyor. Kitaplarında Osmanlıca ve yöresel ağızları sıklıkla kullanan anar, mitere ve tarihi yazıtlara göndermeleriyle de dikkat çeken bir yazar. İhsan Oktay Anar’ın her kitabında yer alan “Uzun İhsan” adındaki karakterin da yazarın aslında kendisi olduğunun bilgisini de buradan paylaşalım.
10-Genç Werther’in Acıları (Johann Wolfgang von Goethe)
Goethe’nin bu kitabı 1774 yılında 25 yaşındayken ve 6 hafta gibi bir sürede yazdığını biliyor muydunuz? En iyi kitap önerileri listesinde yer alan ve bir dünya klasiği olan bu eser dünyaca ünlü Goethe’nin kendi hayatından esinlenerek yazdığı ilk kitabı. Kitap, başkarakter Werther’in hayali arkadaşı olan Willhelm’e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Olaylar yaşanıp bittikten sonra hikayeyi bu hayali arkadaş kaleme alıyor. Kitapta hikaye şehir hayatının buhranından ve kendi içindeki bunalımdan kaçmak isteyen bir hukuk öğrenci olan Werther’in doğa ile yakın olabileceği küçük bir kasabaya taşınmasıyla başlıyor.
Goethe kimdir? Alman Edebiyatının dünyaca ünlü, en önemli yazarlarındandır. Hukuk eğitimi alan ve resim sanatına da ilgi duyan Goethe, doğa bilimleriyle de uğraşmış, araştırmalar yapmış, yazılar yazmış. Dünya görüşünü ve sanat anlayışını aktardığı Şiir ve Hakikat en dikkati çekici eserlerinden biri. Ayrıca Roma Ağıtları, Faust ve pek çok eseri yayımlandığı dönemde büyük ilgi görmüş, yazarın yüzyıllar süren edebi ününü pekiştirmiş. 1774 yılında yazdığı Genç Werther'in Acıları ise daha önce şiirleri ve oyunları yayımlanan Goethe'nin ilk romanı.
11-Ölü Ozanlar Derneği (N.H. Kleinbaum)
Hayattaki değer yargılarımızı bir kez daha gözden geçirmemizi ve belki de yeniden şekillendirmemizi sağlayacak nasir eserlerden biri Ölü Ozanlar Derneği. Dünya başyapıtları listesinin ilk sıralarına da yerleşir. İngiltere’de zengin ailelerin çocuklarının gittiği yatılı Welton Akademisi’nde geçen hikayede oldukça disiplinli bir okul konu ediliyor. Birçok doktor, öğretmen vs adayını bu disiplinli okulda sıkıcı ve zorlu derslerle vakit geçiren ve ailelerinin seçtiği mesleklerle hayatı sınırlanan bir grup öğrenci yeni edebiyat öğretmenleriyle yaşamın farklı yönlerini keşfe ve deneyimlemeye başlıyor. “Carpe Diem” yani anı yaşamanın ve kendileri olabilmenin hazzını yaşayan öğrencilerin ve bunu onlara öğreten öğretmenlerinin insanın kalbine dokunan hikayesi…
12-Amok Koşucusu (Stefan Zweig)
Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikayesi. Hollanda Doğu Hint Adaları'nda görev yapan bir doktor, zor duruma düşünce kendisine başvuran çok zengin bir kadının yardım çağrısını geri çeviriyor. Ancak kadının mağrur ve hesapçı tavrı karşısında büyük bir öfkeye kapılarak yenik düşüyor. Söz konusu insan hayatı olduğundan kısa süre sonra pişmanlığın pençesine düşen doktor kadına yardım etmeyi saplantı haline getiriyor ve Malezya halkında rastlanan bir nevi öldürücü delilik olan hummanın yani amokun etkisi altına giriyor.
Stefan Zweig Kimdir? Stefan Zweig, Türkiye’de daha çok Satranç adlı kısa öyküsüyle ve psikolojik tahlillerle desteklediği muhteşem biyografi eserleriyle tanınıyor. Roman, tiyatro, biyografi yazarı ve gazeteci Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 yılında Viyana’da doğdu. Zweig, edebiyatla küçük yaşlarda tanıştı ve bu alanda son derece üst düzey eğitimler aldı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrenen yazar aynı zamanda felsefe eğitimi de aldı. Başlangıçta şiirle ilgilenen yazar, büyük ölçüde Prag doğumlu büyük Alman şair Rainer Maria Rilke’den etkilendi. Charles Baudelaire’nin ve Verlaine’nin şiir çevirilerini Almancaya kazandıran Zweig, daha sonra Güney Asya’ya ve Amerika kıtasındaki birçok ülkeyi gezdi.
Stefan Zweig’ın öykü ve roman türünde en bilinen eserleri Satranç, Acımak, Amok Koşucusu bulunmaktadır.
13-Siddharta (Herman Hesse)
Siddharta’nın tanıtım metni şöyle: “Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buddha yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..." 20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Miller'a bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman yazar Hermann Hesse’nin başyapıtıdır. 1. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda insanları yaşamlarını yeniden kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir “kutsal kitap” gibi okundu. Siddhartha'da Buddha'nın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işliyor.
Hermann Hesse Kimdir? 1877'de Almanya’nın Calw Kasabası'nda doğdu. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Bunu Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları izledi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşen, İkinci Dünya Savaşı'nda hem Nazilerin hem de antifaşistlerin ağır eleştirilerine maruz kalan Hesse, bu ortamın, ayrıca sorunlu aile yaşamının ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu Hesse'nin ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü de alan Hesse en çok okunan yazarlar arasına girmeyi başarmış özel bir kalem.
14-Karamazov Kardeşler (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski)
Dostoyevski denilince pek çoğunun aklına hemen Suç ve Ceza gelse de Karamazov Kardeşler tüm zamanların en başarılı romanları arasında yer alıyor. Dostoyevski’nin kaleme aldığı son büyük eseri ve başyapıtı olarak kabul edilen kitapta, bencil, paraya ve zevke düşkün Fyodor Pavloviç Karamazov’un esrarengiz ölümü, birbirinden çok farklı karakterlere sahip oğullarının hayatını geri dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirmekle kalmayıp tüm Rusya’nın yakından takip ettiği bir davaya dönüşüyor.
Dostoyevski Kimdir? Rus Klasikleri deyince akla gelen ilk isimlerden olan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 11 Kasım 1821’de Rusya’nın başkenti Moskova’da doğdu. Dostoyevski, Rus Edebiyatının ve Dünya Edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Eserleri yüzyıllar boyunca en çok okunan kitaplar arasında yer alıyor. Dostoyevski, 1879’da Karamazov Kardeşleri yazdıktan üç sene sonra hayatını kaybetti. Realizmin, psikolojik romanın ve felsefî nihilizmin öncülerinden olan Dahi yazar birçok sanatçıyı ve düşünürü de etkiledi.
15-Bulantı (Jean-Paul Sartre)
Nobel Edebiyat Ödülü’nü reddeden Jean Paul Sartre’ın ilk romanı olan eser, varoluşçuluğun kült kitaplarından biri olarak kabul ediliyor. Günlük şeklinde kaleme alınan kitapta güçlü bir bireyci ve toplum karşıtı görüş ortaya konuyor. Yazar kendi felsefesinin temel öğelerini bu kitapta anlatmış ve kitabın başarısıyla da şöhrete kavuşmuş.
Jean-Paul Sartre Kimdir? Jean-Paul Sartre ünlü Fransız yazar ve düşünürü. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra, her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş olan bir isim. 20. yüzyıla damgasını vuran düşünürlerden biri olan Sartre her şeyden önce bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak Fransız aydınlarının temsilcisi oluyor.
16-Madame Bovary (Gustave Flaubert)
Dünya klasiği kitaplar listesinde bulunan Madame Bovary, 19. yüzyıl Fransız kadınının kıstırılmış hayatını ve iç dünyasını tüm açıklığıyla ele alıyor. Dönemin kadın erkek ilişkilerine ayna tutan kitap bir başyapıt… Vasat bir doktorla evlendikten sonra boğucu taşra yaşamı içinde sıkışıp kalan genç ve güzel Madame Bovary’nin hikayesi mutsuzluğu bir kader olarak kabul etmeye razı olmamasıyla başlıyor. Büyük hayalleri, hayattan büyük beklentileri olan Madame Bovary, okuduğu romanlardaki tutkunun ve romantik fantezilerin özlemini yaşadığından ideal aşkı bulmak için çıktığı yolda hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor
Gustave Flaubert Kimdir? Ünlü realist Fransız romancısı Gustave Flaubert, modern romanın babası olarak kabul ediliyor. 1821’de Rouen’de, ünlü bir cerrahın oğlu olarak doğan yazar, 1849’dan 1951’e kadar Yunanistan’ı ve Yakındoğu’yu gezdi. İlk yapıtlarını vermeye başladığı sırada bir sinir hastalığına yakalandı. Bunun üzerine de Croisset’deki evine çekerek kendini yazıya verdi. Flaubert’in ileri yaşları acılar, edebi başarısızlıklar ve maddi zorluklarla geçti. 1880 yılında ölen Flaubert'in en ünlü romanı olan Madame Bovary 1857 yılında yayınlandığında, yazar ve yayıncı hakkında ahlaksızlığa teşvik suçundan dava açıldığını da notlarımızın arasında aktaralım. Ama bugün Madame Bovary bugün ise dünya edebiyatının temel taşlarından biri olarak görülüyor.
17-Körlük (José Saramago)
Körlük, 1998 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Portekizli yazar Jose Saramago'nun yazdığı en etkileyici kitaplarsan biri. Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşiyor ve hikaye böylece başlıyor. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşıyor. Ve kröşük giderek kenti giderek pençesine alıyor. Öldürücü olmayan bu bulaşıcı hastalık ahlaki değerleri yok etmeye başlıyor.
Jose Saramago Kimdir? Lizbon kentinin kuzeyindeki küçük bir köy olan Azinhaga'da (Ribatejo) doğdu. Yoksul bir köylü ailenin oğlu olarak büyüdü. Ailesiyle birlikte taşındığı Lizbon'da öğrenim gördü. Öğrenimi sırasında kırsal kesimde çalıştı. Ekonomik sorunları nedeniyle okulu bıraktı. Makinistlik eğitimi aldı. Teknik ressamlıktan redaktörlüğe, editörlüğe ve çevirmenliğe kadar birçok işte çalıştı. Bir yayınevinde, yayın hazırlığı ve üretim departmanında görev yaptı. Diario ve Lisboa gazetelerinde kültür editörü olarak çalıştı. Siyasi yorumlar yazdı. Portekiz Yazarlar Birliği'nin yönetim kurulunda görev üstlendi. 1976'dan sonra kendini tümüyle kitaplarına verdi. Düz yazılarında virgülden başka noktalama işareti kullanmayan ünlü yazar, 87 yaşında hayatını kaybetti.
18-Körleşme (Elias Canetti)
Körleşme dünya edebiyatının başyapıtlarından biri. Almanya’da edebiyatın, politikanın kirli gölgeleri altında yitip gitmeye yüz tuttuğu bir dönemde yazılmış önemli bir eser. Çoktandır kendi fildişi kulesine çekilmiş bir aydının trajedisini konu edinen Körleşme, insanoğlunun kendine yabancılaşmasını, düşman olduğu dış çevreyi betimliyor. İnsanın gerçeklik karşısında nasıl da körleşebildiğini vurgulayan Körleşme, kitap önerileri arasında yer alan önemli bir eser.
Elias Canetti Kimdir? Elias Canetti, 1981 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, kökeni 1492'de İspanya'dan göç etmiş Sefarad Yahudilerine dayanan, Almanca eserler vermiş yazar. 25 Temmuz 1905’te, Rusçuk'ta Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan Elias Canetti, 1905’ten 1911’e kadar ailesiyle Rusçuk'ta yaşadı. Daha sonra aile İngiltere’ye taşındı ve babanın 1912 yılında vefat etmesiyle Viyana’ya yerleşti. Önemli eserlerini Almanca yazan henüz bir öğrenciyken yazmaya başlamış ve Viyana'daki edebiyat çevrelerine girmiş.
19-Kara Kitap (Orhan Pamuk)
Türk Edebiyatı’nın en değerli yazarları ve dünyaca ünlü Türk yazarlar arasında yer alan Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü sahibi… Yazarın başyapıtı “Kara Kitap” ise en önemli eserleri arasında yer alıyor. İstanbul’u dünya çapında bir edebiyat kenti haline getiren eser Türk edebiyatında bir kilometre taşı olarak önemli bir yer tutuyor.
Orhan Pamuk Kimdir? Yazarlığa 1974 yılında başlayan Orhan Pamuk, 1979 yılında ilk romanı olan “Karanlık ve Işık” ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü. Pamuk'un daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. Yazarın 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazanan ikinci kitabı Sessiz Ev’in Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne ödülüne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale ile 1990 yılında ABD'de Independent Award for Foreign Fiction ödülünü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı. Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Kar kitabını, Türkiye'nin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlıyor. Kar romanı Amerika'da 2004 yılında “yılın en iyi 10 kitabından biri” olarak gösterildi. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı adlı eseri ise 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlanda'nın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award ödülünü kazandı.
20-Nietzche Ağladığında (Irvin D. Yalom)
Bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, Salome, Nietzsche’den habersiz Breuer’e gelir. “Avrupa’nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz… Ona yardım edin” der. Breuer, Salome’yi tekrar görebilmek umuduyla “peki” der. Böylece varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar... Yoğun ve sürükleyici olan bir düşünce romanı Nietzsche Ağladığında. Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyana’sında entelektüel ortamlarda geçen roman Nietzsche, Breuer, Freud arasındaki diyaloglarla şekilleniyor. Kitabın konusu ise “ümitsizlik.”
Irvin D. Yalom Kimdir? Irvin D. Yalom, varoluşçu psikoterapinin en önemli temsilcilerinden. 13 Haziran 1931 tarihinde Washington D.C.’de doğdu. Yazarın en sevdiği kurmaca kitapları hayatında onun için büyük önem taşıdı. İlk kitabını uzmanlık alanı olan psikiyatri türünde ders kitabı olarak “The Theory and Practice of Group Psychotheraphy” ismiyle yayımladı. Bunun dışında birkaç akademik kitaba daha imza atan Yalom, yükselişini psikolojik roman türündeki kitaplarıyla gerçekleştirdi. Psikanalizin kurucusu olarak görülen Sigmund Freud’u ve büyük Alman filozof Nietzsche’yi aynı kurgu içine yerleştirdiği “Nietzsche Ağladığında” adlı eseri dünya çapında büyük başarı elde etti ve 20. yüzyılın en iyi edebi eserleri arasına girdi. Kitap sinemaya da uyarlandı.
Bonus: Tutunamayanlar (Oğuz Atay)
Bu kitabı listeye koymazsak olmazdı. Türk edebiyatının en çok okunan, en çok tartışılan kitaplarından biri Tutunamayanlar. 1971 yılında yayımlandığında olumludan çok olumsuz eleştiri alan, anlaşılmayan ve okura ulaşmayan “Tutunamayanlar”, bugünün kült kitapları arasında yer alıyor. Oğuz Atay'ın başyapıt değeri taşıyan bu eseri Türk Edebiyatında modernist romanın zirvesi ve postmodernist romanın kaynağı olarak kabul ediliyor. Türkiye’ye ayna tutan Tutunamayanlar’ın kahramanı Selim Işık ise her zaman akıllarda kalıyor. Eser, Flemenkçeye, Almancaya ve The Disconnected adı altında İngilizceye çevrildi. Topluma yabancılaşma, kalıplaşmış düşüncelerin reddi gibi temaların etrafında dönen bu kitap, herkesin okuması gereken önemli bir yapıt!
Oğuz Atay Kimdir? Ülkemizde çok okunan ve sevilen büyük yazarlardan biri olan Oğuz Atay, 12 Ekim 1934 tarihinde Kastamonu’da doğdu. İTÜ İnşaat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde (Yıldız Teknik Üniversitesi) öğretim üyeliği yapmaya başladı. 1975’te doçent unvanını kazandı ve Topografya adlı mesleki kitabını yazdı. Oğuz Atay’ın ilk ve en ünlü romanı Tutunamayanlar, 1972’de yayımlandı ve eleştirmenler arasında büyük tartışmaya neden oldu. Tutunamayanlar, UNESCO tarafından 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı’nın en seçkin eseri olarak kabul ediliyor.